Dünyanın yaşayan en eski uygarlığı olan Çin’i hep ziyaret etmek isterdim. Toplantı ve ziyaret amaçlı bir seyahat oluşunca katılmaya karar verdim. Barut, pusula, kağıt, matbaa, porselen ve ipek gibi önemli buluşları insanlığa hediye eden , İÖ 551-479 yıllarında yaşayan büyük düşünür Konfüçyüs’ün yetiştiği kültürü merak etmemek mümkün mü?
Ancak yolculuktan bir gün önce olan Japonya depremi hepimizin moralini bozduysa da, yolculuğumuzu iptal etmedik.
12 saatlik bir yolculuk sonrası Şangay’a indik. St Regis Oteline yerleştik. Güzel bir otel, Çin misafirperverliğiyle hizmet verince son derece rahat bir ortam oluşturuyor doğrusu.
Üç gün Şanghay’da bulunduk. İlk izlenimim hafif bir hayal kırıklığı oldu. Kocaman yeni binaları, temiz düzgün ve geniş caddeleri ile düzgün modern, her ülkeden insanın yaşadığı bir metropolle karşılaştık. Çin’e özel atmosferden yoksun olan, 1990 sonrası hızla büyüyen Sangay’da 3100 den fazla yüksek bina mevcut. Tarihi bir şehir olmaktan çıkmış, dünyanın 6.en pahalı şehri olmuş. En ünlü Nanjing Caddesi dolaşılması gereken yerlerden. Şangay Limanı, doğu ile batının, eski ile yeninin arasında bir bölge. Huangpu Nehri, şehri ikiye bölmekte olup sol yakası boyunca Bund (Toprak dolgu, set) anlamına gelen kordon boyu genişletilmiş şık restoranlar, alışveriş merkezleriyle donatılmış.
Bazı tarihi binalar restore edilmiş, bu da şehre özellik katmış. 468 m. yüksekliğindeki Televizyon Kulesi, yüksek seyir balkonuyla ilgi çekiyor. Balkonun zemininin cam oluşu, seyri heyecanlı, vizyonu daha geniş hale getiriyor. Kulenin altındaki Şehir Tarihi Müzesi mutlaka gezilmeli. Şangay’ın uzun süre İngiliz ve Fransızların hakimiyetinde ticaret merkezi olduğunu, yıllarca şehir merkezine ve Bund’a Çinlilerin ve köpeklerin girmesinin yasaklanmış olduğunu öğreniyoruz. Akşam nefis, çok heyecanlı akrobasi gösterisi izliyoruz. Denge, sabır, azim, istikrar ve çalışkanlık göstergesi diye düşünüyorum.
Ertesi gün İpek İmalat ve Satış atölyesini ziyaret edip, Çinlilerin 4.500 yıl önce bu sırrı keşfettiğini öğreniyoruz. Akşam Uygur Restoranında leziz Uygur yemekleri yiyip, yerel kıyafetleri içinde güzel Uygur gençlerinin danslarını izledik, hizmet eden kızların öztürkçelerini sempati ile dinledik ve anlamaya çalıştık. Sonraki gün 2 saatlik yolculuk sonrası Pekin’e ulaştık. Pekin, Çin kültürünün ve tarihi dokusunun kaybolmamış olduğu bir şehir olduğu için, çok daha fazla beğendim. Dünyanın en büyük meydanı olan büyük öğrenci olaylarının yaşandığı Tiananmen Meydanını takiben gezdiğimiz Forbidden City, Çin Hanedanlığının yaşamış olduğu 72 hektarlık alana yayılmış, içinde pek çok saray, bahçe, avlu barındıran çok görkemli Çin mimarisini yansıtan bir yer. 500 yıl boyunca halka kapalı tutulmuş, ismine bu nedenle yasak şehir konmuş. 1406-1420 yılları arasında inşa edilmiş. Zevkle gezilecek bir kompleks.
Yazlık Saray, Wang Fu Jing Caddesi ve bu caddenin bir bölümünde bulunan Çin Çarşısı görülmesi gereken yerler. Çin Çarşısı içinde şişlere geçirilmiş, canlı, her an pişmek üzere alıcısını bekleyen böcekleri görmek, bizim gibi buna alışkın olmayanların yüzünü buruşturuyor. Temple of Heaven (Cennet Tapınağı) gidildiğinde gerçekten ziyaret edilmeli. Özellikle bahçesinde hanım ve beylerin beraber Tai Chi dövüş sanatından esinlenerek yaptıkları egzersizler görülmeye değer. Meditasyonun fiziksel egzersizle birleştirildiği bu dansların, 14.yy'da Zhang San Feng adlı bir keşiş tarafından formüle edildiği söyleniyor.
Vücudun her ekleminin çalışmasını sağlayan ve belli hayvanlara özgü hareketlerin taklidine dayanan egzersiz yöntemi de Tai Chinin kaynaklarındanmış. Hanımlar, beyler günün çeşitli saatlerinde gelip gruptaki ahengi bozmadan danslarını yapıyorlar. Ülkede hemen hemen hiç obez insan görmedik. Bunun sebebinin, düzenli beslenme, mutfaklarında şekerli ve unlu gıdaların yok denecek kadar az kullanılması ve geleneksel egzersiz alışkanlığı olduğunu gözlemledik.
Budizm, Taoizm ve Şamanizm’den etkilenerek oluşmuş dini ibadetleri Mao döneminde yasaklandığı için, tapınakları bakımsız ve hak ettiği gösterişe sahip değil. Ancak, gerek tarihi yapılarını ve gerekse tapınaklarını turizme açtıkları için, önümüzdeki yıllarda renove edip çok daha etkileyici, estetik görsellik kazandıracaklarına eminim. İnci Market ve İpek Market’te alışveriş için her şeyi bulabileceğiniz ve uygun alışveriş yapabileceğiniz alışveriş hanlarıdır.
Çok güzel inci ve ipekleri uygun fiyatlara alabilmeniz mümkün. Alışverişte size söylenen fiyatın altı sekiz katı düşük fiyatla pazarlığa başlamanız gerekiyor. Bu mücadele bazen çok yorucu, bazen de çok güvensizlik duygusu veriyor. Bazı arabalar dahi çakma taksi yazısı ekleyip, 3-4 katı fiyat vererek sizi aldatmaya çalışabiliyor. Çok kalabalık olmaları, işçiliğin çok ucuz olması nedeniyle, kalitesi değişen oranda her şeyin taklidi bulunuyor.
Aile planlamasının katı uygulandığı bu ülkede yine de dünyada doğan 4 kişiden birinin Çinli olduğu gerçeği düşünülürse insan fazlalığını hayal edebiliriz. Çok çalışkan olan bu kalabalığa, Mao döneminin alt yapıda çok faydası olduğunu gözlemledim. Vahşi kapitalizme, ucuz insan gücü ve çalışkanlıkları ile her şeyin taklidini üreterek, kayıt dışı ekonomi oluşturarak ayak uydurmaktalar. Ancak yaratıcı tarihleri, çalışkanlıkları ve alt yapılarının düzenlenmiş olduğunu gözlemleyince önümüzdeki 10 yılda dünyada söz sahibi ilk sıralarda bir ülke olacaklarını düşündürüyorlar.